Testis Kanseri

Testis kanseri genelde genç ve orta yaş grubu erkekleri etkileyen, sıklıkla testiste ele gelen ağrısız sertlik ile kendini belli eden bir rahatsızlıktır. Ağrısız şişlik, o taraf testiste ağırlık hissi, testiste büyüme ve zaman zaman da testiste hassasiyet ortaya çıkabilir. Bunlar Testis Tümör Belirtileri arasında sayılabilir.

Testis tümörleri risk faktörleri içinde en önemli risk faktörü yumurtalıkların kanalda kalması ve torbaya inmemesidir. Ameliyat ile testisin torbaya indirilmesi de kanser riskini ortadan kaldırmaz. Fakat testisin torbada olması muayenesini ve şüpheli bir oluşum olup olmadığının fark edilip eğer kanser gelişirse kanserin erken teşhis edilmesini sağlar.

Testis Tümörü Tanısı

Testiste bulunabilecek herhangi bir kitlesel veya sert bir oluşum aksi kanıtlanmadıkça, potansiyel bir tümör olarak değerlendirilmelidir. Testislerin düzenli olarak kendi kendine muayene edilmesi, aynen kadınlarda ki meme muayenesi gibi, ortaya çıkan bir düzensizliğin, kitlenin ve testis büyümesinin fark edilmesini sağlar. Testislerde ele gelen her hangi şüpheli bir oluşumda acil olarak üroloji doktoruna başvurulmalıdır. Testis tümörleri erken teşhis edilmesi durumunda 0’e varan oranda tam kür elde edinilebilen tümörlerdir. Testis tümör tanısı genellikle sadece muayene ile de konulabilir. Ama mutlaka testislerin ultrasonografisi ve testis tümörlerinde takipte kullanılacak olan bazı kan testlerin yapılması gerekmektedir.

Akciğer ve karın bölgesine yayılım olup olmadığını anlamak için yapılacak ileri görüntüleme yöntemleri (tomografi veya MR) genellikle zaman kaybını engellemek için ameliyat sonrasında yapılmaktadır.

Testis Tümörü Ameliyatı

Testis tümör tanısı konulan hastalarda tedavi kanserli testisin alınması (orşiektomi) ile başlar. Testis tümörlerinde biyopsinin yeri yoktur. Tanı konulduktan sonra ivedilikle testisin alınması gerekmektedir. Zira tümörün testisin dışına çıkmadığı, başka bir organa sıçramadığı durumlarda tümörün tipine göre ek bir tedaviye ihtiyaç duyulmadan tam tedavi sağlanabilir.

Testis tümörleri ileri evrelerde bile tedavi edilebilen hastalıklardır. Tümörün tipine göre orşiektomi sonrası kemoterapi ve radyoterapi ile hastaların çoğunda tam kür sağlanabilir.

Testis tümörü olup tedavi almış hastaların hiçbir şikayetleri olmasa bile enaz 5 yıllık süre boyunca kan tetkikleri ve görüntülüme yöntemleri ile düzenli takibi önemlidir.

Tek testisi alınan hastalarda cinsel anlamda ve üreme açısından genellikle bir problem görülmez. Erkeklik hormonu (testesteron) oranında bir değişiklik olmayacağı gibi, sağlam testiste sperm üretimi de kısa bir süre içinde artış göstererek sperm kalitesinde bir bozulma olmasını engeller. Fakat tedavinin bir parçası olan kemoterapi ve radyoterapiler sonrası sperm üretiminde gerileme olabilir. Testis tümörü genellikle genç erkekleri etkileyen bir durum olması nedeni ile hastalara tedavi öncesi spermlerini dondurmaları önerilir.

Batın içinde lenf bezlerinde kemoterapiye rağmen metastaik hücrelerin yaşaması durumunda buradaki lenf bezlerinin çıkarılması gerekmektedir (retroperitoneal lenfadenektomi). Bu işlem sırasında sinirlerde de harabiyet olabileceği için boşalma sırasında spermlerin geri mesaneye kaçması, dışarı sperm çıkmaması durumu oluşabilir. Bu sebeple de bu hastalara da spermlerinin dondurulması önerilmektedir.

Hastaların cinsel hayatları ve sertleşmeleri ile ilgili bir problem gelişmemektedir.

Testis Protezi

Testisin alınması hastalarda estetik ve psikolojik açıdan sıkıntı yaratabilmektedir. Meme protezi gibi testis protezleri de hastalarda bu sorunları giderilmesini sağlamaktadır. Torbanın içinde diğer testis ile aynı boyutta ve kıvamda protezler yerleştirilmektedir.

Protez, testisn alınması esnasında yerleştirilebileceği gibi, ilerleyen zamanlarda da hastanın isteğine göre sonradan da yerleştirilebilir. Kasık bölgesinden yaklaşık 5-6 cm.lik bir kesi ile protez torbaya yerleştirilir ve hasta birkaç gün içinde normal hayatına dönebilir.